DERİ KANSERLERİ
Plastik Cerrahinin ciltle ilgili en önemli konularından biri deri tümörlerinin tanı ve tedavisidir. Deri tümörleri olarak adlandırılan konu pek çok alt başlık içerir. Medikal pratiğimizde biz neredeyse her büyümeyi tümör olarak adlandırmaktayız. Yani bir patoloji raporuna bakıp tümör kelimesini gördüğünüzde panik yapmanıza gerek yoktur, tümör adlandırması kötü huylu anlamına gelmez. Kötü huylu tümörler malign tümörler olarak, iyi huylu tümörler benign tümörler olarak adlandırılırlar. Neyse ki cildin kötü huylu tümörlerinin çoğu da iç organlara metastaz yapan türde değildirler.
Dikkat etmemiz ve önem vermemiz gereken iki önemli konuya açıklık getirelim:
•Halk arasında yoğun bir şekilde bilinen “benlere dokundurma kanser olursun” sözü doğru değildir. Benler alınınca kansere dönüşmez. Kanserlerin çoğu yeni bir lezyon olarak başlar. Eskiden var olan benlerde de bozulmalar görülüyorsa eğer yani şekli bozuluyor, renginde değişmeler oluyorsa erkenden alınması durumunda kanserleşmeden sorun çözülmüş olur. Yeni kanser gelişimi varsa da mutlaka çıkarılması gerekir. Cerrahi tedavi, neredeyse tüm kanser türlerinin ana tedavisidir. Vücuttaki kanser dokuları erken dönemde çıkarılmaya çalışılır ki yayılmasın. Bu durum cilt kanserleri için de doğrudur. Hatta cilt kanserlerinin çoğu erken dönemde cerrahi olarak tamamen çıkarılırsa başka ek bir tedaviye gerek olmadan tedavi sağlanmış olur.
•Güneş gören bölgelerde özellikle olmak üzere, yeni çıkan ve ortalama bir ayda düzelmeyen yaralar tehlike sinyalidir. Yüzde ufak travmalarla bile oluşsa yaraların üç haftadan kısa sürede iyileşmesi beklenir. Daha uzun süre kalan bir yara uzman değerlendirmesine alınmalıdır. Mutlaka Cildiye uzmanı veya Plastik Cerrahi uzmanına göstermelisiniz.
Derinin kötü huylu “Malign“ tümörleri üç başlıkta incelenir
1.Bazal Hücreli Karsinom:
En sık görülen ve en iyi prognoza sahip tümör tipidir. Patoloji sonucunuz bazal hücreli karsinom olarak raporlanmışsa endişelenmenize gerek yok diyebiliriz. Eğer çok büyük boyutlara gelinceye kadar beklemediyseniz aynı bölgede tekrarlama ihtimali bile düşüktür. (2 cm’den büyük çapa sahip olanların bölgesel nüks oranı yani aynı bölgede yeniden çıkma oranı %6-8’dir). Metastaz hiç denecek kadar azdır. Tedavisi cerrahi olarak çıkarılmasıdır. Bazen büyük boyutlara ulaşan tümörlerin geniş çıkarılmasını takiben yama prosedürleri (greft veya flep) gerekebilir. Bu tarz yaralar gözden kaçabilir. Kaçırmamak önemlidir.
2.Skuamoz Hücreli Karsinom:
Bazal hücreli karsinomdan daha az görülür. Patoloji sonucu Squamoz hücreli karsinom olarak raporlandıysa tedavisi biraz daha uzar ve dikkatli takibi gerekir. Öncelikle geniş bir temiz sınırla cerrahi olarak çıkarılır. Çoğunlukla yama prosedürleri kapama için gerekir. Sonrasında lenf bezlerinin taranması gerekir. Özellikle yüzde ise boyun taraması yapılır. Uzak metastazı nadir olsa da yok denemez. Bunun için tüm vücut taramaları yapılır. Radyoterapi ve kemoterapiye nadiren gerek olur. Özellikle de tümör büyük boyutlara ulaşmamışsa cerrahi eksizyon ve takip başarılı sonuçlar verir. Özellikli olarak alt dudakta ortaya çıkan ve geçmeyen yaralardan biyopsi yapılması önemlidir. En çok alt dudak kanserleri geç dönemde başvuruyor ve boyun lenf bezi tutulumu nedeniyle boyun lenf disseksiyonu gibi ağır bir operasyona da ihtiyaç duyuluyor.
3.Malign Melanom:
En problemli ve tehlikeli tümör tipidir. Neyse ki diğer deri tümörlerinden az görülür. Ancak malign melanomda erken tanı hayat kurtarır. Geç dönemde metastazları sıktır. Eğer var olan bir bende veya yeni çıkan bir lezyonda, açıklı koyulu renk değişiklikleri görüyorsanız, boyutlarında büyümeler, sınırlarında düzensizlikler varsa mutlaka erken dönemde biyopsi yaptırmalısınız. Zaman geçtikçe tedavisi güçleşmekte, hatta opere edilemez duruma gelmektedir. Tedavisinde cerrahi, kemoterapi ve radyoterapi beraber kullanılır. Sıkı takibi yapılır.
(Görseller eğitimsel amaçlıdır. Erken teşhis için yol göstermesi amacı ile koyulmuştur. Onay veren hastalarımıza da ayrıca teşekkürü borç biliriz.)
